Politika

TBMM Başkanı Şentop: Türkiye'nin tezlerini destekleyecek baş döndürücü degaje devletler var

TBMM Başkanı Şentop, "Türkiye'nin tezlerinin, görüşlerinin birlikte durabilecek, bunlara katılacak, bunları destekleyecek yahut inandırma olacak baş döndürücü açık dünyada ülkeler, halklar kitlesi var." dedi.

TBMM Başkanı Şentop: Türkiye'nin tezlerini destekleyecek baş döndürücü degaje devletler var
01-01-2022 15:43
İstanbul

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Türkiye Cumhuriyeti siyasal tarihini etraflıca bulup, zamanı olmayıp da okuyamayanlar, önder dil cambazı liselerinin tarihini okurlarsa esasta ortak siyasal gün özeti de görmüş olurlar, öğrenimli olurlar." dedi.

Şentop, İlim Yayma Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Vefa İlim Yayma Mezunları Derneği (VEFADER) iş donanmasında İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Halkalı Merkez Kampüsü'nde planlı İlim Yayma Ailesi 16. Geleneksel 1 Ocak Buluşması'nda konuştu.

Her 1 Ocak'ta ortak araya geldiklerini ve değerlendirmeler yaptıklarını özetleyen Şentop, 11 Ekim 1951'de kurulan İlim Yayma Cemiyeti'nin 70. yılını doldurduğunu hatırlattı.

Türkiye'nin etraflıca seneler milletin değerleri ile devletin değerlerinin birbirinden ayrıştığı dönemler yaşadığını tamlayan Şentop, "Mesela Malazgirt, Anadolu'nun, bu coğrafyanın kapılarını açan savaş. Alparslan'ın öncülüğündeki ordunun hedefini, Sultan Alparslan'ın rütbesinden görüyoruz. Bir ganimet, arsa davası değil dava. Buradaki iş budun değerleri ile devletin değerlerini bütünleştirmek meselesi. İkincisi de İstiklal Harbi'mizdir, Milli Mücadele'dir. Milli Mücadele de milletin değerlerini savunma buyurmak düşüncesince mamul ve milletin değerleri ile devletin değerleri bütünleştiği devir neler yapabileceğimizi göstermişiz." dedi.

Buna en benzeyen söz gelişi 15 Temmuz bulunduğunu vurgulayan Şentop, 15 Temmuz'da önce kat halkın devlete ve anayasal sisteme eş büyümek düşüncesince harekete geçtiğini hatırlattı.

Şentop, İlim Yayma Cemiyetinin milletin değerleriyle devletin değerlerinin bir araya gelmesi şartıyla yola çıktığını belirterek, şu şekilde bitmeme etti:

"İmam dil cambazı liselerinin tarihinin gelişigüzel zaman, elbette İlim Yayma Cemiyetinin de tarihi, Türkiye'nin siyasal tarihinin ortak özeti bulunduğunu düşünüyorum. Türkiye Cumhuriyeti siyasal tarihini etraflıca bulup, zamanı olmayıp da okuyamayanlar, önder dil cambazı liselerinin tarihini okurlarsa esasta ortak siyasal gün özeti de görmüş olurlar, öğrenimli olurlar. İlim Yayma Cemiyetinin kuruluşu 1951. İlk önder dil cambazı okulu, resmi Milli Eğitime ilişkin açıdan ortak ekol yerine 1951'de. 1951'in niteliği nedir? 14 Mayıs 1950'de ortak başıboş seçme ergin önce defa. Usulüne akla yatkın ortak seçme mamul ve bu seçimde de milletin seçtiği ortak kuvvet gelmiş, Türkiye'yi o kuvvet yönetiyor. Böylece hukuk ve özgürlükler dalında tevessü olmuş, başıboş seçme ve demokratlık yönünde genişlemeler olmuş. Aynı sürede Türkiye'de bu açıdan İlim Yayma ve önder dil cambazı okulları yola çıkmış. 1960'da askeri çarpış olmuş, önce vurmuş yer aldığı bölgeler önder dil cambazı liseleri. Okullar kapatılıyor, yenilerine müsaade verilmiyor, mektepli rakamları azaltılıyor."

"Zor yıllarda işleri üstüne piyasa bireylere gerekseme var"

İmam hatiplerin ılımlı kısımlarının açılmasının üstünden tahminî 10 sene geçtiğini hatırlatan Şentop, "Zaman aşırı aceleci işliyor, nice şeyi tığ bile hatırlarken güçlük yaşıyoruz. Sanki gelişigüzel nesne bugün yaşadığımız gibiydi sanarak düşünüyoruz ancak bu süreci, eskiden yaşananları, nereden geldiğimizi, bizi buraya getiren şeyin ne işe yaradığını mükemmel yerine bilmeksizin geleceğe akıllıcasına yürüyüşümüzün de sert adımlarla olması ve gayemizin çakılı olması mükemmel yerine gerçekleşmeyecektir. Bizim bu yürüyüşte bu şen zamanların mücahitlerine değil, amelî devir mücahitlerine değil, güç yıllarda bu işleri üstlenmiş bireylere ihtiyacımız mevcut ki sizler onlarsınız." ifadelerini kullandı.

Şentop, 1980'lerde önder dil cambazı liselerinde okumanın sosyal boşluk açısıyla "itibarlı" olmadığını anlattı. İmam dil cambazı liselerine gidenlere "küçümseyen ve acıyan" gözlerle bakıldığına yer veren Şentop, o vakitler bilgi ifşa amacında eğleşmek ve vefakâr olabilmenin de güç bulunduğunu söyledi.

Müsait yıllarda konforun getirmiş yer aldığı müşkülat yaşandığını vurgulayan Şentop, "Ama güç zamanların süresince adeta kahramancasına bu işleri omuzlayan, bu işin ortak tarafında arsa meydan bireylere eş büyümek lazım." dedi.

Şentop, önder dil cambazı liselerinden mezunların, üniversitelerde talim üyeleri, devlette bürokratik noktalarda ehemmiyetli mevkilerde olduğuna dikkati çekti.

İlim Yayma Cemiyetinin lisans yurtlarında artan ve izinli bulunan mektepli sayısının 10 binin üstünde bulunduğunu kaydeden Şentop, lisans üstü yurtlarında da binin üstünde mektepli olduğuna dikkati çekti.

Bu sayıyla dört başı mamur dünyayı yönetecek insanoğlu bulunabileceğini tamlayan Şentop, "Elhamdülillah bu noktaya derece geldik, bundan sonraları hâlâ şişman sayılarla gidiyoruz zira çabucak İstanbul'da değil, bundan böyle bundan sonraları Türkiye'nin nice ilinde, darülfünun bulunan gelişigüzel yerde behemehâl İlim Yayma'mızın yurtları var. Bizi bu noktaya getiren Cenab-ı Hak'tır." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin müstevli sürecindeki yardımlarının temelli tesirleri var"

Dünyada 1990'lardan itibaren ehemmiyetli ortak değiş yaşandığını özetleyen Şentop, müstevli döneminin bu süreci hızlandırdığını vurguladı. Şentop dünyada hesaplı teessürat yaşandığını ve bu sıkıntıların "münferit birtakımı sebeplerle" açıklama edilemeyeceğinin altını çizdi.

Bu süreçte Türkiye'ye yüklenen ortak fariza bulunduğunu vurgulayan Şentop, şu şekilde bitmeme etti:

"Türkiye'den ortak ümit mevcut bunu görüyoruz. 20 senedir Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'nin ortaya koymuş yer aldığı ortak tutum, ortak vakfe var. Bütün Meclis Başkanlarıyla görüşmemizde, bütünü önce, 'Türkiye'ye teşekkürname buyurmak istiyorum.' diyor. Bazen unutuyorum 'Niye acaba?' diye. Salgın döneminin başladığı devirde Türkiye yerine 156 ülkeye esenlik materyali yardımında bulunduk, Cumhurbaşkanımızın talimatıyla... İspanya'ya gittim, orada üniversitede ortak müderris dedi ki 'Ben o devir icra vekili yardımcısıydım, esenlik malzemelerini ego kendim konfirmasyon aldım.' dedi. İtalya'da Sağlık Bakanı şahsen kendisi konfirmasyon almış. Bunlar İtalya'nın, İspanya'nın yahut ortak apayrı ülkenin bu konudaki hüzünlerini gidecek büyüklükte malzemeler değil ancak salgının önce günlerinde her insanın ürkü süresince olduğu, hükümetlerin 'Nasıl planlayacağız, ne yöneteceğiz bu süreci?' sanarak tereddütler içerisinde bulunmuş yer aldığı ortak devirde Türkiye'den ortak tayyare iklim bölgesine iniyor. Bu ne derk geliyor. 'Biz de sizin gibiyiz, müstevli hepimizi etkiliyor, tığ de başağrısı içindeyiz ancak tığ sizi unutmadık.' Çünkü bu müstevli süreci dört başı mamur insanlığı etkileyen ortak süreç. Dolayısıyla bu sürecin el birliğiyle birbirimizi anlayarak birbirimizi fikren aşılabilecek ortak proses yer aldığı kanaatindeyiz. Aynı devirde ne oldu? Fransa'nın parasını vererek almış yer aldığı esenlik materyali kırcı uçağı Uzakdoğu'da ABD Birleşik Devletleri el koydu, aldı Amerika'ya götürdü. Maskeler vardı uçağın içerisinde. Böyle ortak dünyada Türkiye'nin davranışının aşırı temelli tesirleri bulunduğunu tabir buyurmak isterim."

Dünyada çabucak Müslüman değil, Müslüman sıfır mazlum milletlerin de Türkiye'den ümit ve duaları bulunduğunu vurgulayan Şentop, şu değerlendirmede bulundu:

"Fütüristlerin geleceğe müteveccih değerlendirmelerinde 50-100 sene sonraları dünyada en güçlü, etkili, değişmeyen donör devletler hangileridir?' sanarak meydana getirilen tahminler var. Bunların kendine mucibince ortak kadro dinamikleri var. 3 yahut 5 diyar sayıldığında bunların görünürde behemehâl Türkiye de bulunuyor. Bununla ait 3 esas ölçüt kullanıyorlar ağırlıklı olarak. Birincisi popülasyon kriteridir. Türkiye hamdolsun ehemmiyetli ortak nüfusa sahip. 1928'de 13 milyon bulunan nüfusumuz bugün 85 milyon. Başka ülkelerle kıyaslandığında, başta Avrupa ülkeleriyle güre ağırlıklı. Her ne derece popülasyon artma hızımızda kolay azalmalar olsa da inşallah bunu da telafi edeceğiz bu hızı artıracağız, artırmamız lazım. Dünyanın güre nüfusa gereksinimi var. Şimdi Avrupa kişmiri iftira düşünüyor. Çünkü yaşlanan popülasyon ortak yandan beslenmesi, bakılması müstelzim ortak nüfus, ortak yandan esenlik sorunu bulunan ortak nüfus. Bir yandan o nüfusun çoğalması, etkin nüfusun azalması anlamına geliyor. Bunları üretecek popülasyon yok. Dolayısıyla deminden kalifiye muhacir arayışı ve benzerleri derece şeylerle esasta özlük nüfusunu ve ekonomisini besleyecek dünkü devim bilimi unsurlar araştırıyor. Onun düşüncesince güre popülasyon önemli. Bir de eğitilmiş olursa ki hamdolsun bunu ortak seviyede hallettik ancak hâlâ da geliştirmemiz lazım, böylecene popülasyon unsuru itibarıyla Türkiye aşırı önemli."

"Türkiye'nin tezlerini destekleyecek halklar kitlesi var"

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, hesaplı açıdan devir hin teessürat yaşansa da Türkiye'nin dünyada önce 20 şişman ekonomisi içerisinde bulunduğunu ve potansiyelinin aşırı hâlâ şişman bulunduğunu kaydetti.

Bir ülkenin çabuk yeteneğinin de ehemmiyetli bulunduğunu dile getiren Şentop, birtakımı devletlerin ortaya ortak çabuk koyduklarında onu izlem edecek apayrı ortak diyar bulamadığının altını çizdi.

Şentop "Türkiye'nin tezlerinin, görüşlerinin beraberinde durabilecek, bunlara katılacak, bunları destekleyecek yahut inandırma olacak aşırı degaje dünyada ülkeler, halklar kitlesi var. Bu bakımdan Türkiye'nin gelecekteki büyüklüğüyle ilgili, etkileme gücü, ağırlık kuvvetiyle ait meydana getirilen dört başı mamur değerlendirmelerde önce 3-5 görünürde görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Son devirde ekonomide ortak saf değişiminin yaşandığını vurgulayan Şentop, salgının hesaplı paradigmaların dünyada değişmesi ve gözden geçirilmesi icap ettiğini ortaya koyduğunu belirtti.

TBMM Başkanı Şentop, "Salgın süreci 'İnsanı yaşat ki talih yaşasın' anlayışının 'İnsanı yaşat ki evren yaşasın' yerine değiştirilmesini lazım kıldı. Uluslararası ilişkilerde, hukukta, ekonomide paradigmaların çöktüğü dünkü saf arayışlarının görünürde yer aldığı ortak devirde bunları oluşturabilecek ve dünyaya sunabilecek bulunan Türkiye'dir ve 1950'lerden itibaren yola çıkan o büyüklerimizin yetiştirdiği, hedeflerini ortaya koyduğu yetişkin insanoğlu unsurudur." sanarak konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?