Memorial Sağlık Grubu, Meme Kanseri Farkındalık Ayı zımnında ‘Pembe Umut Sergisi’ düzenledi. Hastanenin konuşma atölyesinde planlı sergide; emcek kanserinde sanatın iyileştirici gücüne ilgi çekildi. Etkinlik kapsamında, canlı yaşlarda emcek kanserine yakalanan, sanata merakı emcek kanseri sürecinde ortaya çıkan ve bu sıkıca süreçte resimden dayanak alarak otama periyodunu başarıyla mütemmim hastalar parafin birlikte saksıya koyulan topraktan ilham alınarak fotoğraf çizdi.
KANSER TEDAVİSİNDE SANATIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ
Sanatla ilgilenmenin emcek kanseri tedavisindeki müspet tesirleri kendince bilim sağlayan Memorial Bahçelievler Hastanesi Cerrahi Onkoloji ve Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Fatih Aydoğan, “Bizim yaptığımız ameliyatlar, uyguladığımız radyoterapiler, derman tedavileri fiziki iyileştirmeye müteveccih tedaviler. Artık emcek kanseri hastaları, toy tedavilerle elan etraflıca yaşıyorlar. Hastaların ruhiyat ve toplumsal taraflarını de cezaevi uğrunda bulundurmak gerekiyor. Yapılan çalışmalarda ruhiyat ve toplumsal yönden iyileştirmelerin, kanser tedavisinde müspet tesirleri bulunduğu saptandı. Buna ‘art therapy’ deniyor. Bu da ‘Sanatın iyileştirici’ gücü adına çevrilebilir. Meme kanseri hastalarının dü gruba ayrılmış bulunduğu birlikte araştırmada; birlikte gruba 8 hafta konuşma etkinlikleri düzenlemişler, gayrı gruba ise alışılagelen birlikte otama yöntemi uygulamışlar. İki grubu karşılaştırdıklarında ise konuşma dair etkin hastaların şikayetlerinde iri miktarda eksilme görülmüş ve bellek MR’ı çekerek doğrulanmış. Beynin birtakımı bölgelerinde kanlanma artışı görmüşler. Bu da bizlere ‘fırçanın iyileştirici gücü’nü kanıtlamış oluyor” dedi.
MEME KANSERİ TEŞHİSİ KONULAN 6 HASTADAN BİRİ 20’Lİ YAŞLARDA
Ülkemize ilişik istatistiklere layıkıyla emcek kanseri ortanca yaşının, Amerika’ya layıkıyla 11 sene elan er bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Aydoğan, “Bu sebeple canlı gözyaşı emcek kanseri sıklığımız az buçuk elan fazla. Batıda emcek kanseri tanısı konan rastgele 20 hastadan bir tanesi 20’li 30’lu yaşlarda iken, bizim vatanımızda emcek kanseri tanısı konulmuş bulunan rastgele 6 hastadan bir tanesi 20’li ve 30’lu yaşlarda. Bunun nedenini mükemmel adına bilemiyoruz. Belki kalıtım bilimi etken, ihtimal Türkiye’de canlı nüfusun batıya layıkıyla elan birlikte tomar olması, ihtimal de çevresel faktörler buna esas hazırlıyor. Bu hastalığın tedavisi birtakımı değişik özellikler içeriyor. Bunları infaz etmek düşüncesince de üstüne az buçuk birlikte tomar bükülmek gerekiyor” sanarak konuştu.
BU ÇİÇEK AİLEMİ VE ‘PEMBE ÖYKÜM’Ü TEMSİL EDİYOR
8 sene önceki kanser tanısı konulmuş bulunan Elif Bozkurt, yaşamış bulunduğu süreci anlattı. Bu süreçte motivasyonunu faziletkâr tutmaya fiilen mücadele ettiğini kail Bozkurt, “22 yaşlarında emcek kanserine yakalandım. Duş alırken ele mevrut birlikte yığın hissettim. Bu kitleyi boşlama etmedim, doğrudan anneme gösterdim. Annem birlikte şeylerin elverişsiz bulunduğunu anladı. Doktora gittik, lazım araştırmalar yapılmış oldu ve kararında bana emcek kanseri olduğumu öğrendim. Yaşımın canlı olmasından kaynaklı birlikte beklenmedik yaşadım güçlükle onun haricinde menfi birlikte tesiri olmadı. Daha sonraları kimyasal otama gördüm, cerrahi müdahale oldum, radyoterapi ve hormon tedavisi aldım. Hormon tedavim hala bitmeme ediyor. Tedavi sürecinde iş hayatıma boşluk verdim. Diğer yandan da moralimi faziletkâr tutmaya hizmet gösterdim. Çeşitli aktiviteler yaptım, resimden dansa nice uğraşı edindim. Pasta kursuna bile gittim” dedi.
Kanser tedavisi süresince ailesinin de derin desteğini gördüğünü dile getiren Bozkurt, çizdiği resimle ilgili, “Bu resimde içimdeki evladı yansıttım. Meme kanseri farkındalığının amblemi bulunan gülgûn kurdeleyi çizdim. Balon, kelebek ve çiçek çizdim. Çizdiğim çiçek, ailemi asimilasyon ediyor. ‘Pembe öyküm’ bulunduğu düşüncesince çiçeğin birlikte yaptığını pembeye boyadım. Kalan yaprakları da babamı, annemi, kardeşimi ve ablam adına düşündüm” sanarak konuştu.
RESİM ÇİZMEK BENİM TERAPİM OLDU
Kendisine 12 sene önceki emcek kanseri tanısı konulmuş bulunan Hanife Eken, otama periyodunu tamamladığını ve rutin kontrollerine bitmeme ettiğini söyledi. Kendisine kanser tanısı konulduğu devirde fotoğraf çizmeye başladığını fakat birlikte müddet buna boşluk verdiğini dile getiren Eken, otama sürecinde baştan başladığı fotoğraf çizme hobisiyle motive bulunduğunu belirterek, “Aslında kanser hastalarının ruh bilimsel otama de alması gerekiyormuş. Ama fotoğraf resmetmek bana tedavi oldu. Psikolojik birlikte dayanak almama lüzum kalmadan resimle moralim hesabına geldi. Tabii ki ailemin ve dostlarım da rastgele daim yanımda oldu. Ben de ‘Meme kanseriyim güçlükle ego bunun üstesinden geleceğim’ dedim ve geldim. Bugün sağlıklıyım ve tek dava yok” dedi.
Çizdiği resimde saksıdaki topraktan dünyayı asimilasyon fail birlikte avrat çıkardığını kail Eken, “Bugün eğitmenimiz süresince çabucak arsa bulunan birlikte baş verdi. Bununla ne yapabileceğimizi ve o topraktan neler çıkarabileceğimizi sordu. Ben de bu saksıdan birlikte avrat çıkardım. Etrafına dünyayı, doğayı çizdim. Son adına da göğsüne emcek kanseri farkındalığını temsilen gülgûn kurdeleyi çizdim. Bu dünyada rastgele şey, hanımefendilerin çevresinde dönüyor. Kadın olmasa, evren olmaz” ifadelerini kullandı.
“BARDAĞA DOLU TARAFINDAN BAKMAYA ÇALIŞIYORUM”
2,5 sene önceki kolundaki dert şikayetleri ile hastaneye başvurduktan sonraları emcek kanseri bulunduğunu öğrendiğini kail Hülya Birlik, “Kızıma banyo yaptırırken kolumda alevlenmiş birlikte dert hissettim. Hemen devrisi gündüz dokta geldim. Muayene ve araştırmalar kararı emcek kanseri olduğumu öğrendim. Böyle birlikte akıbet çıkacağı aklımın ucundan geçmemişti. Sonuçta çabucak birlikte kontrole gelmiştim. Daha sonraları otama sürecim başladı. Kemoterapi tedavisi, cerrahi müdahale ve bazı ilaçlarla bitmeme ettik. Şu an aşırı iyiyim ve birlikte nesne kullanmıyorum. Hastalıkla dayalı tek nesne düşünmemeye çalışıyorum. Bunu on paralık yaşamamış denli sayıyorum. Bu hastalığın bana getirmiş bulunduğu güzelliklere bakmaya çalışıyorum. Çalışıyordum, dert sürecinde boşluk verdim. Böylece kendime, kızıma ve eşime elan aşırı devir ayırmaya başladım. Spor hazırlamaya başladım. Bunları hastalığın iyi yönleri adına değerlendirip bardağa komple çeşidinden bakmaya çalışıyorum” laflarıyla yaşamış bulunduğu süreci anlattı.
Tedavi sürecinde hastalığının ciddiyetini kızına hissettirmemeye çalıştığını kail Birlik, şöyleki konuştu:
“Kızıma birlikte şeyleri değişik söylemeye başladım. En basitinden saçlarım dökülmeye başladığında bunu ‘Çok jöle sürdüm saçlarım o sebepten dolayı dökülmeye başladı’ sanarak anlattım. Bu da onda ‘Ben giderek saçlarıma tek nesne süremeyeceğim yok ise annem denli olurum’ denli cümleler kurmaya başladı. Ama birlikte yandan bana dayanak olup ‘anne senin saçların olmasa da aşırı güzelsin’ diyordu. Eşimin de tinsel desteği motivasyonumu müspet yönde etkiledi.”
SERGİ 22 GÜN BOYUNCA ZİYARETE AÇIK
Memorial Bahçelievler Sanat Galerisi’nde Bahariye Sanat Galerisi teşrikimesai ile hazırlanmakta bulunan sergide; Atilla Atar, Benan Çokokumuş, Dagmar Göğdün, Dinçer Özçelik, Deniz Deniz, Ecevit Üresin, Gülseren Dalbudak, Hülya Küçükoğlu, Kristine Veisa, Melis Korkmaz, Mustafa Aslıer, Necmiye Özşengül, Neriman Oyman, Nur Ulubil, Orhan Umut, Perihan Ata, Perihan Sadıkoğlu, Saba Çağlar Güneyli, Sema Koç, umut Gezgin, Vural Yıldırım adlı sanatçıların eserleri arsa aldı.
Pembe nesne ve çizimlerin arsa almış bulunduğu yağlıboya tablolardan oluşan sergi, 2 Kasım’a derece görüşme edilebilecek.
