Kırklareli
Küçükbaş hayvancılığın münteşir olduğu Trakya'da, çoğalan cedi ve kuzu doğumları nedeniyle besicilerin ahırlardaki mesaisi arttı.
Karadeniz kıyılarına koşut uzanan Yıldız Dağlarının eteklerinde küçükbaş efsanevi yetiştiriciliği eden besiciler, en ehemmiyetli barışma kaynakları bulunan hayvanlarıyla kesintisiz ilgileniyor.
Besiciler, umutla bekledikleri cedi ve kuzu doğumlarının mutluluğunu yaşıyor.
"Baharın müjdecisi" kendisine da vasıflandırılan doğumlar, gelişigüzel sene gücük ay ve martta yoğunlaşıyor.
Sabah ahırlardan otlaması üzere meraya götürülen inatçı ve koyunlar mevlit yapıyor. Dünyaya mevrut cedi ve kuzular anneleri çeşidinden dilleri ile birlikte müddet kurulanıyor.
Yavruların mıhlı biçimde dünyaya gelmesi düşüncesince koyu güç yayınlayan yetiştiriciler, mevlit sonrası cedi ve kuzulara annelerinden dudak sütünü vererek, bu sayede soğuktan ve hastalıklardan korunmalarına asistan oluyor.
Besiciler, inatçı ve koyunlarına mevlit esnasında baytar kabilinden engelleme ediyor.
Daha sonradan cedi ve kuzular birtakımı devir araç ile birtakımı devir yayan ahırlara taşınıyor.
Ahırlara getirilen cedi ve kuzular, ana sütünün ehliyetsiz geldiği hallerde biberonla besleniyor.
"Bunun maneviyatı anlatılmaz, yaşanır"
Karakoç köyünde küçükbaş efsanevi besiciliği eden İzzet Dirin, AA muhabirine, şimdilerde cedi ve kuzu doğumları zımnında baş döndürücü hararetli ve endişeli olduklarını söyledi.
Bazen koşa yahut üçüz kuzuların dünyaya geldiğini özetleyen Dirin, "Doğan bebek mıhlı olsun, büyüsün, yaşa diyerek canla başla çalışıyoruz. Bunun maneviyatı anlatılmaz, yaşanır." diyerek konuştu.
Kırklareli Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Aksoy ise Trakya'nın hastalıklardan korunaklı birlikte semt bulunduğunu söyledi.
Bölgede birlikte milyondan birlikte tomar küçükbaş efsanevi yetiştirildiğini tamlayan Aksoy, "Istranca Ormanlarının eteklerinde meşe ormanlarının bulunduğu alanda otlayan hayvanlarımız, hem et verimi hem et lezzeti bununla birlikte et sağlığı dair baş döndürücü kaliteli." dedi.
